6 Aralık 2011 Salı

Bubbles Sergisi (17 Aralık 2011 - 7 Ocak 2012)
Broşür metinleri

KENDİ DÜŞSELLİĞİNİN RESSAMI
Bir ressam doğa karşısında, onu izleyen ve gerçekliğine bağlı kalarak çalışıp gözlemlerini aktardığı yapıtlar üreteceği gibi, doğanın eşsiz güzelliğini çıkış noktası yaparak görünen doğayı kendi kurgu gücü ve duyguları çerçevesinde dönüştürebilir de. Böyle bir tavır sonucunda, doğa görünüşte kendi gerçekliğine bağlı gibi gözükse de, ressamın perspektifinde artık, görünen anlamından yavaş yavaş uzaklaşır ve tuval üzerinde onun yaratıcısının fırçasından, görünen yüzünün arkasındaki görünmeyen gizli anlamlarla dolu olan yüzüyle, ressamın iç dünyasını yansıtacak noktaya ulaşır.

Esra Kizir Gökçen de, resimlerinde doğayı, kendi düşselliği ve yaratıcı kurgusu içinde biçimlendiriyor. Küçük yaşlarında yakın çevresinden dinlediği masallar ve okuduğu mitolojik hikayeler, onun iç dünyasını şekillendirmeye başlar. Bu yaşlarda temellendirmeye başladığı hayal gücü, resim yapmaya başladığı sürecin başından bugüne kadar ürettiği resimlerinde somut anlamlar kazanır. Doğa görüntüleri onun için, kendi fantastik çizgisinde ve kurgulama yetisinin ekseninde, bir noktasından çekip çıkararak, olağan gerçekliğinin dışında dönüştürerek farklı bir boyuta taşıyacağı görsel sahneler sunmaktadır kendisine.

Bilindiği gibi, İlkçağ Yunan filozofu Platon, evrenin geometrisini ve ifade ettiği anlamları aktardığı “Timaios” kitabında, kusursuz görüntüsüyle evren içindeki en mükemmel form olarak kürenin altını özellikle çizmişti. Aynı sembolik bilgilere doğu felsefesinde, farklı yüzyıllarda yazılmış metinler içerisinde de rastlanmaktadır.

Esra’nın son dönem çalışmalarında öne çıkan baloncuklar (Bubbles) da, doğanın kendi içinde var olan ve biçimsel özelliğinin ifade ettiği kavramların ışığı altında ele alınıp, içlerinde farklı bir boyutta ortaya çıkacak çeşitli potansiyellere sahip varlıklar için “izole edilmiş” bir yaşam alanı yaratan elemanlar olarak karşımıza çıkıyor.

Resimlerinde, hayal gücünün süzgecinden geçirerek, fantastik bir noktaya ulaştırdığı denizlerin yüzeylerinden yüzlerce metre altındaki görüntüleri, gerçek anlamı dışında sırlarla ve gizemlerle dolu bir dünyaya dönüşüyor. Bu görüntülerin üzerinde de, kompozisyonlarındaki baloncuklar,  ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacak, zaman zaman cenin pozisyonunda gördüğümüz hafif buğulu bir görüntü içindeki birbirlerinden tamamen farklı varlıkları taşıyorlar içlerinde. Su altının büyülü dünyasıyla, doğacak varlıkların yaşam alanlarının sınırlarını çizen, onları dış etkilerden koruyan baloncuklar, içerikleri izleyici perspektifinden kurgulanacak olan, iç içe geçmiş iki dünyayı oluşturuyor Esra Kizir Gökçen’in resimlerinde.

Genellikle kendi düşselliği çerçevesinde şekillendirdiği ve simgesel anlamları gizlediği su altı resimlerinde, çeşitli tekniklerdeki boyasal uygulamalarla katman katman oluşturduğu altyapının üzerinde, kendi iç dünyasının zenginliğinin hissedildiği çok renkli bir anlatım biçimini benimsediği gibi, toz haline getirilmiş olan kristal parçalarını kullanarak kompozisyonlarının görsel etkisini arttıracak doku uygulamaları da yapmıştır. Özgün baskı teknikleri çerçevesinde, uzun bir süredir yapmış olduğu uygulamalarla edindiği deneyimlerin ve geliştirdiği estetiğin bir sonucu olarak kabul edilmesi gereken, birçok özgün baskı çalışmasında karşımıza çıkan gizemli figürlerini, küçük boyutlu kolajlar yaparak kompozisyonlarında “baloncukları” içerisine yerleştiriyor ve üzerlerine yaptığı boya uygulamasıyla da, onları tuvalin yüzeyinde eriterek resmin bünyesine katıyor. Farklı bir seri olarak değerlendirebileceğimiz, tuvalin ortasında belirgin kenar çizgileriyle yüzeyde rölyefsi bir etki oluşturacak biçimde bir araya getirdiği kurgulanmış çeşitli yapıların öne çıktığı, doğanın farklı bir planını merkezine alarak ürettiği resimlerinde ise, daha sade renk uygulamaları dikkati çekiyor.

SERKAN AZERİ





Bubbles exposition (December 17, 2011 - January 7, 2012)
Brochure textes

PAINTER OF HER OWN IMAGINATION
An artist can take nature’s unique’s beauty as a point of departure and transform it with one’s own sense of composition and feelings, just as retaining a fidelity to observation. Consequently, even though nature appears to be connected to its own reality, it gradually drifts away in the artist’s perspective and reaches the point where it reflects the artist’s inner world with its invisible but meaningful aspects.

In her paintings, Esra Kizir Gökçen shapes nature with her own visions and creative compositions. The fairy tales and mythological stories she listened to during her early childhood had shaped her inner world. Her imagination, which was budding during this period, assumed a physical manifestation since she began painting. For her, images of nature present her with visual scenes, which she can extract, transform and convey to a different level outside the possible reality.
Ancient Greek philosopher Plato emphasized in his book “Timaios”, where explored the geometry and universe along with the meanings it conveyed, that sphere was the perfect form. Similar symbolic knowledge can be observed in eastern philosophy and in various sources throughout the centuries.

Amongst Esra’s latest works, Bubbles stand out as elements that create “isolated” habitats for distinct entities of various potentials that exist within nature and are observed beneath the light of the concepts that its formal features define.
In her paintings, underwater scenes beneath the surfaces of the seas that are filtered through her imagination, transform into a world of mysteries and secrets. Upon these images, the bubbles in the composition carry vaguely blurred and highly distinct entities that occasionally appear in foetal position. In Esra Kizir Gökçen’s paintings, bubbles that distinguish the habitats of nascent entities and protect them from exterior harm form two entwined worlds, which are to be composed through the spectator’s perspective.
In the underwater paintings that she generally formed via her own visions and through which she cached symbolic meanings, the artist utilised crystal fragments to enrich the textural effect as well as applying various multi-coloured painting techniques beneath which she adopts a multi-layered basis. Within the confines of printmaking techniques, she places her mysterious figures within the “bubbles” with a sense of aesthetics than she acquired through years of experience in authentic printing, upon which she applies paint on canvas, thus melding them upon the surface. In her relatively simpler works that can be assessed as a series in its own right, relief-like structures around the centre of the canvas with distinct outlines, propose a plainer application of colour.
Serkan Azeri

B U B B L E S
17 Aralık 2011 - 7 Ocak 2012 arasında
Ütopya Platform Sanat Galerisi'nde
3. Kişisel Resim Sergim


Bubbles 09, 100X140cm. Tuval üzeri karışık teknik, 2011




Bubbles 07,  50x50 cm. Tuval üzeri karışık teknik, 2011



Bubbles 03,  50x70 cm. Tuval üzeri karışık teknik, 2010




Bu serinin diğer resimlerini görmek üzere 17 Aralık'ta başlayacak sergime bekliyorum.